OTİZM

Otizm, yaşamın erken dönemlerinde başlayan ve yaşam boyu süren; sosyal ilişkiler, iletişim, davranış ve bilişsel gelişimde gecikmeye neden olan nörobiyolojik kökenli bir bozukluktur. Beynin işlevlerinde biyolojik ve organik bir bozulma vardır. Ortaya çıkan sendromun şiddeti ve problem davranışların bir araya gelme şekli her çocukta farklı olmakla birlikte özellikle sorun yaşanan belli alanlar şunlardır :

Sosyal Etkileşim (Toplumsal İlişkilerin Gelişiminde Bozukluk)
Sosyal etkileşimde bozulmaların en yaygın tipinde bireyler diğer insanlar yokmuş gibi davranabilir; az göz teması kurabilir veya hiç kurmayabilir; kendileriyle konuşulduğunda yanıt vermeyebilir; aşırı neşe, kızgınlık veya sıkıntı haricinde boş bir yüz ifadesine sahip olabilir; kendi dünyalarında yaşıyormuş gibi görünebilirler.

Sosyal İletişim (Sözel ve Sözel Olmayan İletişimde Bozukluk)
Araştırmalar, otistik tanısı konmuş çocukların yaklaşık yarısının yaşamları boyunca sessiz kaldıklarını göstermiştir. Bazı otizmli bebeklerde yaşamın ilk 6 ayında badıldama (ba-ba gibi sesler çıkarma) olur, fakat sonra kesilir. İşaret diliyle veya özgün elektronik aletlerle iletişim kuran fakat hiç konuşmayan örnekler de vardır. Dil gelişimi 5-8 yaşına kadar gecikebilir. Tanı koymada konuşmanın gecikmesi veya yokluğu önemli bir işarettir. Çok iyi dil kullanımı olan olgular da mevcuttur. Konuşan otistik bireyler dili olağandışı tarzlarda kullanırlar. Konuşmada yaygın olarak, kelimelerin tekrarlanması (ekolali), sen-ben zamirlerinin karıştırılması ve soru cümlelerinin uygunsuz kullanımı (örneğin “acıktım” yerine “acıktın mı” ifadesi), bağlaçları kullanmama, gerekenden detaylı anlatımlar ve sorulara kitap alıntılarına benzer uzun yanıtlar verme gibi durumlara rastlanır.
Konuşulanı anlama alanında ise özellikle birden fazla isim söz konusuysa kişi bunları karıştırabilir; ses benzerliği olan sözcükleri ayırt etmede, mecaz kullanımları ve esprileri anlamada güçlükler yaşayabilir.

Otizmli bireyler konuşmanın tarzıyla ilgili sorunlar da yaşarlar. Ses yüksekliğini, tonunu ve seslerdeki vurguları mevcut duruma uygun olarak ayarlayamama, kontrol edememe bu sorunlar arasında sayılabilir. Sözel olmayan iletişimi, yani iletişim sırasında kullanılan göz, kol ve el hareketleri gibi tüm mimik ve jestleri anlamada, dolayısıyla kullanmada güçlük çekerler.

Düşlem – İmajinasyon (Oyun Kurma, Tasarlama ve Sembolik Oyun da Dahil Olmak Üzere Hayal Gücünden Yoksunluk.) :

Otizmde oyun oynama veya oyun kurma becerilerinde sorun görülür. Çocuk oyuncak bir kamyonu amacına uygun kullanacağına, tekerleğini çevirip durabilir. Bazı otistikler oyunları sadece belli kalıp ve sırayla oynamada ısrarcılardır. Dikkat edildiğinde bu sıraların tekrardan ibaret olduğu gözlenir. Yaratıcı oyun yetenekleri yoktur.

Tekrarlayıcı stereotipik aktiviteler (takıntılı, tekrarlayıcı davranışlar), ilgi alanının kısıtlılığı ve darlığı, otizmi belirleyen diğer durumlardır. Farklı yüzeyleri koklama, tatma, yüzeylere dokunma veya vurma; çamaşır makinesi sesi gibi mekanik gürültüleri dinleme; ışığı açıp kapama; objeleri çevirme; kafa vurma; sıralı karmaşık vücut hareketleri; cansız cisimleri belli bir hat üzerine yerleştirme; yatma alışkanlıklarında katı bir düzen; yemek masasında hep aynı yere oturma; yaprak ve zincir gibi nesnelere bağlanarak bunları sürekli yanında taşıma gibi örnekler verilebilir.
Otistik Çocukların Davranış Problemleri
Otistik çocuklarda görülen problem davranışlar, çocuğun bebeklik döneminden çıkmasıyla belirginleşir. Bunlar temel olarak dört başlık altında incelenebilir:

a- Öfke Nöbetleri : Genellikle 2-5 yaş döneminde belirginleşir. Bu dönemde konuşma çok az ya da hiç olmadığından, çocuk isteklerini sözel olarak ifade edemez. Buna bağlı olarak çoğu otistik çocukta öfke nöbeti olarak adlandırılan tekmeleme, ağlama, bağırma, kendini yere atma gibi davranışlar ortaya çıkmaktadır.
b- Çevreye Zarar Veren Davranışlar : Dışarıda çığlık atma, evdeki eşyalara zarar verme gibi davranışlar görülebilir.
c- Kendine Zarar Veren Davranışlar : Bu davranışlar genellikle çocuğun kızdığı, endişelendiği ya da başarısız olduğu zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Bunlara örnek olarak saçlarını çekme, yüzünü tırmalama, ellerini ısırma; ileri derecede ise başını duvara ya da yere vurma, ellerini kanatacak derecede ısırma gibi davranışlar gösterilebilir.
d- Stereotip Vücut Hareketleri (Aynı Şekilde Tekrarlanan Hareket Dizisi) :

Duyumsal Uyarım : İleri-geri sallanma, kendi ekseni etrafında dönme.
Görsel Uyarım : Parmaklarını gözlerinin önünde hareket ettirme, parmaklar ile havada şekiller oluşturma.
Dokunsal Uyarım : Elin ritmik hareketler ile kulak, el gibi diğer vücut parçalarına vurulması.
İşitsel Uyarım : Aynı ezgiyi üst üste saatlerce mırıldanma.

ADRES
Cumhuriyet Mah. Dişbudak Cad. No:28 Küçükçekmece İstanbul

TELEFON
0212 426 2381

FAX
0212 580 1522

E-MAIL
bilgi@ilkerehabilitasyon.com